3 Aralık 2008 Çarşamba

YAZDIKLARIMIZ/Şiir/ Dilenci


…dilenci…

Tek ayağı ile tutunuyordu hayata
Köprü altının bir köşesinde oturuyordu çelimsiz bedeni
Plastikten bozma bir protez bacak duruyordu hemen sol yanında
Vücut dili anlatıyordu aslında bir şeylere ihtiyacı olduğunu

Ama neydi o ihtiyacı olduğu… ?

Giysileri biraz kırgın, biraz üzgünce duruyordu üzerinde, yırtık
Şapkası yüzünü örtmek istercesine öne doğru eğilmiş duruyordu kafasında
Sesi çıkmıyordu, çıkaramıyordu yılların yorgunluğundan
Ne hissettiği, ne düşündüğü önemsenmiyordu önünden geçen bedenler için

Sağ eli açık, dileniyordu birazcık umut
Gözleri açılıp kapanıyordu ayak seslerine göre
Önünde bir kap duruyordu paranın atıldığı, değersizleştiği
Kulağı pür dikkat kesiliyordu paranın o tok sesine

Acaba elleri sıcak bir tutuşu hak etmez miydi?
Ya gözleri İstanbul’un o muazzam manzarasını?
Ya kulağı denizle martıların çıkardığı o ortak sesi?
Ya kalbi birazcık şefkatin izlerini taşımak istemez miydi?

Suçu neydi peki?

Nasıl koptuğu ya da kesildiği bilinmeyen bir bacakta mı?
Kader denilen çizginin yazılmasında mı?

22.08.2008
15.32
İstanbul
Özgür Ekren

Hiç yorum yok: